Çocuklara dair sınırlarla ile
ilgili birçok yazı okudum. Olumlu olumsuz birçok yazı ve sonuç olarak
düşünüyorum ki aslında biz (aileler) sınırlarımızı bilmeliyiz. Öyle acımasız
yazılarla karşılaştım ki “hata yapması halinde odaya kapatmalar, aynı acının
benzerini çocuğa yaşatmalar” daha neler neler. Tabi benim yazdığım gibi net
söylenmiyor bunlar. Daha sevimli hale getirilerek.(Düşünme odaları, arkadaşı
ona tokat attıysa sende ona at gibi) Aslında işin özü su; karşımızda duran “emanetler”
küçük beyler veya Küçük hanımlar bizi ve çevreyi keşfediyor. Bizim 20-30 yıldır
gördüğümüz yaşadığımız olayları onlar belki ilk kez ya da birkaç kez yaşıyor.
Koskoca insanlar bizler bile bazen yaptığımız hataları tekrar yapmıyor muyuz?
Ya da Alışverişe gittiğimizde yeni bir nesne ile karşılaştığımızda şaşırıp,
elimize alıp sağına soluna bakmıyor muyuz? Aynı şey onlar içinde geçerli; onlar
bizim eskittiğimiz hayatı yeni keşfediyorlar. Tekrar tekrar test etmek
istiyorlar. Peki bu keşif esnasında hiç kurallar olmayacak mı?
Tabî ki kurallar olmalı ama kime
göre kurallar. Çocuğunuz için koymuş olduğunuz kurallar kendi rahatınız için
konulmuş kurallar olmasın….. Her çocuğun hoşlandığı şeyler farklıdır ve yine
her çocuk farklı yöntemle öğrenmeyi sever. Bunu en iyi bilecek kişiler şüphesiz
ki annelerdir. Kimi çocuk için 30 dk oyun süresi yeterli iken kimi çocuk için
60dk oyun süresi doyurucudur. Kurallarınızı koymadan önce çocuğunuzu
keşfetmelisiniz. Yoksa karşınızda kurallarınızı çiğneyen bir çocuk bulabilirsiniz.
Peki kural kural dediğimiz şeyler neler.
Kurallar sayesinde karşımızda mum
gibi çocuklar bekliyorsanız yanılıyorsunuz. Kurallar dediğimiz şey çocuğun
güvenliği sağlandıktan sonra keşfetmesine izin vermektir. Mesela çocuk prizle
oynuyorsa bunda net olmalısınız. Net olmaktan kastim her prize gittiğinde onu
azarlamak değil. Sürekli çocuğu azarlamak o davranışı pekiştirir. “Bu kadın ben
buraya her yaklaştığımda bir tuhaf oluyor bakalım bu sefer yine öyle olacak
mı?” hissi uyandırır çocukta. Sakin ve kararlı bir şekilde bazen tek cümle ile
onu oradan uzaklaştırmalısınız. Yaş
gurubun göre bunu kabullenmesi değişecektir. Hala aynı davranışta ısrar
ediyorsa dikkatini başka noktaya çekmenizi öneririm. Tabi bu dikkat çekme
davranışı yaşanan olaydan tamamen bağımsız çocuktan çocuğa değişen bir
durumdur. Ya da sen istersen ağlamaya devam et. Ben simdi mısır patlatmaya
gidiyorum ya da bebeklerinin kıyafetlerini giydireceğim gelip bana yardımda
edebilirsin diyerek o konudan o ortamdan uzaklaşabilirsiniz.
Bir diğer sıklıkla sorulan
sorulardan birisi ise uyku saati. Çocuklarının bir turlu aynı saate uyumadığını,
bazen gece yarılarına kadar oturduğunu söyleyen ve bundan yakınan anneler. Uyku
düzeninde istikrar çok önemlidir. En fazla 1 ay içinde çocuğunuzu aynı saatte
uyutmaya alıştırabilirsiniz. Tam 1 ay sürekli aynı saatte yatırabilirseniz tabi
ki…. 3. gün o saatte komşu geldi 5. gün biz komsuya gittik. 7. gün başka bir
gerekçe olursa bu mümkün değil. Kesinlikle çocuğunuzu ağlata ağlata uyutmanızı
kastetmiyorum. İlk günler yatağına beraber yatabilirsiniz. Sonraki günler
yanında oturabilirsiniz daha sonra saçlarını okşayabilirsiniz. Tabi bunun yanı
sıra uykuya geçiş ritüellerinizin olması gerekir; masal kitapları hafif müzik,
diş fırçalama ….. bu konuda ayrıntılı yazılarım olacak.
Kısacası ilk kural çocuğunuzu
tanımalısınız.
İkinci kural kuralları neye göre
koyduğunuzu tekrar gözden geçirmelisiniz.
Üçüncü kural kurallarda tutarlı
olup olmadığınızı tekrar düşünmelisiniz olumsuz davranışı pekiştirmemelisiniz olabildiğince
o konudan uzak başka bir konuya geçiş yapmalısınız.
Psk Ayşegül Karademir
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
teşekkürler